Beyinde yer alan neronların sayısı 100 000 000 000 000 kadardır. Bu nöronlar birbirleriyle sonsuz sayıda bağlantılar yapmak için protein zincirleri kullanırlar. Böylece biyolektrik diyeceğimiz akımı oluştururlar. Bu akımla neronlar arasında bilgi alışverişleri yapılır. Düşünce ve duygular bu biyoelektrik dolaşımın sonucudur. Biyoelektrik akımlar beyinde aksiyon potansiyeli denen ve hücre zarı potansiyel farkını değiştiren iyon akımı gerçekleşir. Bir çeşit pil işlevi yapan hücre zarı sodyum ve potasyum iyonlarının geçirgenliğini değiştirerek nöronlar arası biyoelektrik akımını oluştururlar.
Hücre zarı dışında çoğalan sodyum iyonları özel kanallardan hücre içine girererek İçerde fazlalaşan potasyum iyonlarının dışarıya çıkmasını sağlarlar. 70 milivolt olan hücre zarı biyoelektrik potansiyelinin +35-45 mili volta yükselmesine neden olur. Tüm reaksiyon 0.8 mili-saniyede biter. Yani bir saniyede tam 1000 tane aksiyon potansiyeli oluşur. Bu reaksiyonların iletimi de düşüncenin, duyguların ve sonuç olarak bilincin oluşmasını sağlayan verileri aktive eder. Bu veriler sıfır ve bir mantığı ile çalışan bir mekanizmadır. Aynı bilgisayardaki gibi beyin de benzer şekilde çalışır. Yani birde akım geçer, sıfırda akım geçmez. Nöronların aktivasyon seviyesi EEG olarak ölçülebilir.
Nöronda Uyarma ve Aksiyom Oluşması
Nörondan kalsiyum iyonunun temasında nörotransmitter denen dopamin, serotonin, norepinefrin, asetilkolin gibi moleküller salgılanır. Bu nörotransmitterler iletişim sonrasında nöronda kendi reseptörlerine bağlandıklarında iyonik kanallar açılır ve içeri sodyum hücumu başlar ve dışarı ise potasyum çıkarılır. Hızla aksiyon potansiyeli oluşur. Bu aksiyon potansiyeli tüm hücreye yayılır ve hücreyi uyarır. Özellikle hücrenin akson tepeciğinde sodyuma fazla duyarlı reseptörler vardır, bunlar basit bir uyarı sonucunda hızla ateşleme yapıp, aksiyon potansiyeli oluştururlar.
Bu aksiyon potansiyeli hep ya da hiç ilkesine göre sodyum ve potasyum iyonlarının yer değiştirmeleriyle nöron içinde ilerler. Bu uyarı başka bir nörona yaklaşınca aksonun ucundaki presinaptik bölgeden tekrar nörotransmitter salgılanır veya elektriksel uyarıyla postsinaptik nöron uyarılır. Böylece nöronların 0.8 milisaniye ile 1 milisaniye arasında haberleşmesi sağlanmış olabilir.
Gözümüzü açıp kapıyıncaya kadar bir saniyede bin adet nöronda bin adet aksiyon potansiyeli geçmiş olabilir. Yaklaşık 100 000 000 000 000 nöronun hepsinin aksiyon potansiyeli ürettiği ve birbiriyle haberleştiği düşünülürse, beyinde bilginin iletim hızı inanılmaz seviyededir. Holografik bir elektromanyetik alanda bu bilgilerin saklanma olasılığı vardır.
Nefes alış verişlerine bağlı olarak oksijen ve glikoz azaldığında ileti yavaşlar, olmadığı ortamda ileti durur. Tüm nöron faaliyetleri durur. Protein sentezinin engellendiği durumlarda ise nöronların ve beynin uzun süreli bilgi saklama yeteneğide durur. Bilgiler DNA ve protein yapılarında saklanmaktadır.
Beyin tüm uyarıları bir filtre mekanizmasından geçirerek, eş zamanlı bir algı düzeyi oluşturur. Bu algı düzeyinin altındaki uyarılar eşik altı algı olarak bilince intikal etmezler. Eşik altı algı kitlesel veya bireysel zihin kontrolü yöntemleri geliştirilerek detaylı araştırmalar yapılmıştır. Beynin çalışma düzeni, aslında kendi kendisine, olağan normal hayatı sürdürebilmek için oluşturduğu bir mekanizmadır.
|